Hamd ü Sena Nasıl Yapılır? Şükrün ve Övgünün Kalpten Dile Yolculuğu
Hayatta öyle anlar vardır ki, kelimeler birden yetersiz kalır. Bir güzelliğe tanık oluruz, bir zorluktan kurtuluruz ya da içimizden bir huzur geçer… İşte tam o anda dilimizden dökülen o kadim kelimeler gelir: “Hamd ü sena olsun.”
Bu söz, sadece bir dini ifade değil; yüzyıllardır insanın içsel şükrünü, hayranlığını ve teslimiyetini anlatan bir ruh hâlidir. Bugün, “Hamd ü sena nasıl yapılır?” sorusunu, hem verilerle hem de insana dokunan hikâyelerle birlikte ele alalım.
—
Hamd ü Sena Ne Demek?
“Hamd” kelimesi Arapça kökenlidir ve Allah’a övgü, şükür, teşekkür anlamlarına gelir. “Sena” ise yine Arapçadan gelir ve yüceltme, övme, takdir etme anlamı taşır.
Bu iki kelime birleştiğinde, “Hamd ü sena” ifadesi ortaya çıkar: Allah’ı övgüyle yüceltmek, şükürle anmak.
İslam kültüründe “hamd ü sena”, sadece sözle yapılan bir dua değildir; aynı zamanda kalpten gelen bir farkındalık hâlidir. Yani bir insanın sadece dilinden değil, hâlinden de “hamd” ve “sena” hissedilmelidir.
—
Hamd Ü Sena Nasıl Yapılır? Kalpten Dile Uzanan Üç Adım
1. Kalben Fark Etmek – Şükrün Başlangıcı
“Hamd ü sena” yapmanın ilk adımı, farkındalıktır.
Psikoloji araştırmalarına göre, şükür duygusunu bilinçli olarak hatırlayan insanların stres seviyesi %23 oranında azalıyor. Yani bir şeyi fark edip minnettarlık duymak, hem ruhsal hem fiziksel bir etki yaratıyor.
Gerçek dünyadan bir örnek:
İstanbul’da yaşayan Emine Hanım, kanser tedavisi gördüğü dönemde her sabah aynı cümleyi tekrarlamış:
> “Bugün de uyandım, nefes alıyorum. Hamdolsun.”
O günün sonunda Emine Hanım, sadece dualarıyla değil, gülümsemesiyle de şükretmiş. İşte “hamd ü sena” tam olarak burada başlar — kalbin teşekkür etmesiyle.
—
2. Dil ile İfade Etmek – Sözün Bereketi
İkinci adım, bu içsel şükrü sözle dile getirmektir. “Elhamdülillah”, “Sübhanallah”, “Allah’a hamdolsun” gibi ifadelerle dil, kalbin aynası olur.
Kur’an-ı Kerim’de “hamd” kavramı 43 kez geçer ve her biri insanı bilinçli bir farkındalığa çağırır. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadislerinde de sıkça vurgulanır:
> “Allah’a hamd ile başlayan her söz bereketlidir.”
Günlük hayatta bu bilinçle “hamd ü sena” yapmak, aslında insanın ruhunu tazeler.
Bir işe başlarken, bir nimeti fark ettiğinde veya bir zorluktan sonra rahatladığında “hamd ü sena” demek, o anı kutsallaştırır.
—
3. Fiille Yaşamak – Şükrün Eyleme Dönüşü
Gerçek “hamd ü sena” sadece sözle değil, eylemle tamamlanır.
Birine yardım etmek, nimetleri paylaşmak, çevreye iyi davranmak… Bunların her biri, fiilî bir hamddir.
Çünkü şükür, sadece Allah’a teşekkür değil, aynı zamanda yaratılmış olana saygıdır.
Bir köy okulunda öğretmenlik yapan Mustafa Bey’in sözleri bunu çok güzel özetliyor:
> “Çocukların yüzündeki tebessüm, benim hamdimdir. Onları okutmaksa senam.”
İşte bu anlayış, “hamd ü sena”nın yaşama geçmiş hâlidir.
—
Verilerle Hamd Ü Sena’nın Modern Dünyadaki Yansıması
2024 yılında yapılan bir dil kullanım araştırmasına göre, Türkiye’de internet kullanıcılarının %62’si sosyal medya paylaşımlarında “hamdolsun”, “şükürler olsun” veya “Elhamdülillah” gibi şükür ifadeleri kullanıyor.
Bu oran, dijital çağda bile insanların dil aracılığıyla maneviyatını sürdürdüğünü gösteriyor.
Sosyologlar, bu durumu “dijital hamd kültürü” olarak tanımlıyor.
Instagram’da bir kahve fotoğrafının altında “Hamdolsun bu anlara” yazmak bile, modern insanın içsel dengesini koruma biçimi haline gelmiş durumda.
—
Hamd Ü Sena’nın Toplumsal Gücü
Toplumda “hamd ü sena” kültürü, bireyler arasında empati ve tevekkül duygusunu güçlendirir.
Bir toplulukta insanlar başlarına gelen iyi veya kötü olaylara “hamdolsun” diyebiliyorsa, o toplumun psikolojik dayanıklılığı da yüksektir.
Çünkü “hamd ü sena” demek, hayatın iniş ve çıkışlarını kabullenmeyi öğrenmektir.
—
Bir Hikâye: Yağmur Altında Hamd
Bir kış günü, Ankara’da taksi bekleyen yaşlı bir teyze… Şiddetli yağmur altında, arabasına binmeden önce başını göğe kaldırıyor ve gülümseyerek diyor:
> “Allah’ım, bereketin bile güzel. Hamd ü sena olsun!”
Bu sahne, bir metropolün ortasında unutulmuş bir öğüdü hatırlatıyor:
Hamd ü sena, sadece dilde değil; kalpte, gözde ve davranışta yaşar.
—
Sonuç: Hamd Ü Sena, Ruhun Dili
“Hamd ü sena nasıl yapılır?” sorusunun cevabı aslında çok sade:
Gör, fark et, teşekkür et.
Bunu kalbinle hisset, dilinle söyle, davranışlarınla yaşa.
Çünkü “hamd ü sena” bir dua değil sadece; bir yaşam biçimi, bir farkındalık halidir.
—
Peki Ya Sen?
Sen en son ne zaman “hamd ü sena olsun” dedin?
Bir başarıdan sonra mı, yoksa bir zorluk atlatırken mi?
Yorumlarda paylaş: Belki senin hikâyen, başkasının kalbinde şükür kıvılcımı yakar.
Unutma — her “hamd ü sena” bir kalp melodisidir; ve o melodi, paylaşıldıkça güzelleşir.