Gerçek Deri Ceket Sıcak Tutar Mı?
Kayseri’nin Soğuk Akşamlarında Bir Ceket Hikâyesi
Kayseri’nin o soğuk kış akşamlarında, her şey bir başka olur. Rüzgar o kadar sert eser ki, sanki seni dilinden tanırmış gibi içine işler. Soğuk, derinlere işler. O gece, kendi içimde çözülmesi gereken bir soru vardı: Gerçek deri ceket sıcak tutar mı?
Bir yılbaşı gecesiydi. Dışarıda kar yağarken, ben tam da Kayseri’nin o keskin havasında, eski ceketimi giyip dışarı çıkarken buldum kendimi. Dışarıda çok insan yoktu, sadece birkaç kaybolmuş yürüyüşçü ve arabalar, rüzgarla boğuşan bir şekilde ilerliyordu. Yolda tek başımaydım. Hava o kadar soğuktu ki, bir süre sonra ellerim, donmuş bir taş gibi hissetmeye başlamıştı. Ama buna rağmen, o an başka bir şey vardı. O an, bir sorunun cevabını çözmek üzereydim. Gerçek deri ceket sıcak tutar mıydı?
Bir İhtimal: Derinin Gücü
Gerçek deri ceketim, bana yıllar önce annem tarafından hediye edilmişti. Kocaman, ağır, kahverengi ve tam üzerine oturuyordu. İçimden bir ses, o gece de ceketimin beni sıcak tutacağına inanıyordu. Çünkü deri, aslında kalın bir maddeydi, öyle değil mi? Deri ile hava arasında bir bariyer oluşur, rüzgarı keserdi, soğuk geçmezdi. Ama ne yazık ki, gece ilerledikçe, gerçeklerin bir şekilde seni bulması gibi, bu düşünceyi sorgulamaya başladım.
Yavaşça ilerlerken, ceketimin içinden bir soğuk sızı hissettim. Derinin gerçekten sıcak tutmasını bekliyordum, ama her adımda bir hayal kırıklığı yaşadım. Ceketim o kadar ağırdı ki, bir süre sonra sanki ona daha fazla yük binmiş gibi hissediyordum. Sıcaklık hissim her geçen dakikada daha da azalıyordu. Deri ceketim, bana fiziksel olarak sıcaktan çok, yalnızlık ve düşüncelerimi hissettiren bir yığın gibiydi.
Hayal Kırıklığı ve Gerçeklik
Bir süre sonra cebimdeki ellerimi ovuşturarak yürümeye başladım. Evet, ceket beni soğuktan tam olarak korumamıştı, ama bir şey fark ettim: Beni bu soğukta tutan bir başka şey vardı. Belki de ceketim bana bir tür “güven” veriyordu. Kafamın içinde geçen binlerce düşünceye rağmen, bu ceketle birlikte olmanın bir anlamı vardı. Belki de sıcak tutmanın fiziksel bir anlamı yoktu, ama ruhsal bir sıcaklık sağlıyordu.
Deri ceketim, bana eski zamanlardan bir hatıra gibi geliyordu. Zamanla, sıcaklık konusunda ne kadar hayal kırıklığına uğrasam da, aslında bu ceket bir anlam taşımaya başladı. Bu ceket, bana annemi hatırlatıyordu. Belki de bazen soğuk, fiziksel bir soğuk değildir. Bazen hayatın soğukluğu, kalbinin soğukluğudur. Ama her ne olursa olsun, bir ceketle bile kendini sıcak hissedebilirsin, yeter ki doğru bakış açısını yakala.
Sıcaklık Nerede Başlar?
Bir noktada, derinin sıcak tutmaması beni şaşırtmıştı, ama belki de derinin bana sunduğu tek şey, soğuğa karşı dayanma gücüydü. Gerçekten de, bir ceket sıcak tutmak yerine, seni soğukla barıştırıyordu. Ama işin ilginç tarafı, bu barış anlaşması bana içsel bir güç vermişti. Bunu bir şekilde kabullenmiştim: Sıcaklık her zaman dışarıdan gelmez. Sıcaklık bazen içeriden gelir. O gece, ceketim sadece vücudumu sarmakla kalmadı; zihnimi ve ruhumu da bir örtü gibi sardı.
Gerçek Deri Ceketin Sıcaklığı
O gece, gerçek deri ceketimin aslında sıcak tutmadığını kabul ettim. Ama onun bana kattığı anlam, duygusal sıcaklık, fiziksel ısının çok ötesindeydi. Soğuk hava, rüzgar ve kar arasında yürürken, kendimi bir şekilde daha güçlü hissettim. Ceketim beni soğuktan korumuyor belki ama, hayatın zorluklarından, içimdeki buzdan beni koruyordu. O gece, “gerçek sıcaklık” neydi, düşündüm: İçimde hissettiğim sıcaklık, dışarıdaki soğuktan çok daha değerliydi.
Sonuç Olarak
Gerçek deri ceket sıcak tutar mı sorusunun cevabını bulmuş olabilirim. Belki de gerçek sıcaklık, ceketlerde değil, hayatta, anılarda ve duygularda gizlidir. Kayseri’nin soğuk akşamında, ceketimin sıcak tutmaması, bana aslında daha fazla şey öğretti. Gerçek sıcaklık, bazen dışarıdan gelen değil, içimizde bulduğumuz bir şeydir. O gece, derinin değil, kalbin sıcaklığını hissettim.